EVRİM YOK – TANRI VAR
BEN ALLÂHIN KULUYUM.
Atılmış şeytandan Allâha sığınırım.
Rahmeti Her Şeyi Kapsayan , Çok Rahmet Eden Allâhın adıyla.
(Kuran
- 1 Fâtiha sûresi , Âyet 1)
“Övgü ,
Evrenlerin türeteni (yetiştireni – Rabbi) Allah içindir”.
Selâm (esenlik-sağ etme) yüce Allâhın rasûlu Muhammedin üzerine
olsun ve yüce Allâhın rahmeti ve O’nun bereketleri.
Bilim çağının bulguları ile , evrim teorisi
ve evrim teorisini delil olarak kullanan dinsizlik , îmânsızlık , Allahsızlık
yok oluyor. Dünyâda ve uzaydaki canlılar
, dinsiz evrimcilerin iddiâ ettiği tarzda bir evrimin olmadığını isbât ediyor.
Elbette
, varlığı da , canlılığı da , insan türünü de yüce Allah yarattı. Dünyâda ve
uzayda , birbirinden türemesi , evrimleşmesi mümkün olmayan pek çok canlı türü
, birbirinden türemesi , evrimleşmesi mümkün olmayan boyut farklarıyla
yaratılmışlar. Bu farklılıklar , evrimci dinsizlerin îmân ettiği türde bir
evrimin yanlış olduğuna ve tanrının var olduğuna delildirler.
Evrimci
sahtekârların uydurduğu ve delil olarak sunduğu eski canlıların fosillerinin
bir kısmı yalan bir kısmı gerçek fosiller. Bu fosil delillerin hepsi çağdaş
insanların boyutundadırlar. Hal bu ki evrende , dünyâmızda ve uzayda insan
boyutundan daha küçük ve daha büyük , insan ve insan benzeri akıllı canlılar
var. Bu durum evrimci dinsizlerin insan türünün , dünyâdaki maymun türlerinden türediği
iddiâsının yanlışlığını isbât etti.
EVRİM , ŞÜPHESİZ , BİR
SAPIKLIKTIR. EVRİM , İNSANLARI DİNSİZLEŞTİRMEK
VE GÜDÜLMEYE HAZIR HAYVAN SÜRÜLERİ YAPMAK İÇİN , SÖMÜRGECİLERİN ,
ÖZELLİKLE İNGİLİZLERİN UYDURDUĞU VE KULLANDIĞI BİR HAYVANLAŞTIRMA
TUZAĞIDIR.
Yüce Allah , gökler ve yerde canlıların
varlığını , dünyâda olduğu gibi uzayda da hayâtın var olduğunu bin dört yüz
(1400) yıldan daha uzun süre önce , Rasûlü , peygamberi Muhammede indirdiği
Kuranda bildirdi.
(Kuran
– 16 Nahl sûresi – âyet 49) “ve Allâh için secde eder ne (var) göklerde ve ne
(var) yer(yüzün)de dâbbeden (kımıldayandan, canlıdan) ve
melekler ve onlar büyüklenmezler”.
(Kuran
– 42 Şûrâ sûresi – âyet 29) “ve O’nun (Allâh’ın) âyetlerinden (belirtilerinden) , yaratılış (tarz)ı gökler ve
yer(yüzünü)n ve ne yaydı o ikisinde dâbbeden (kımıldayandan, canlıdan) ve o (onların)
toplanmalarına dilediğinde kadîr (çok iyi ölçüler koyan)”.
BU
YAZI , EVRİM GÂVURLARININ ÎMÂN ETTİĞİ TARZDA BİR EVRİMİN YANLIŞLIĞINI İSBÂT
EDER VE TANRININ VARLIĞINI VE BİRLİĞİNİ VE GERÇEKLİĞİNİ İSBÂT EDER.
.
25 cm İNSAN
HABER TÂRÎHİ 2014 HAZÎRAN AYI
5 bin
yıllık cüceler şehri
07.06.2014
RESİM
– 1 – İRANDA BULUNAN CÜCE İNSAN MEDENİYETİ
Îran'da , 5 bin yıl önce cücelerin yaşadığı ,
antik bir kent keşfedildi. Makhunik isimli kentteki yapıların hepsi küçük
insanların içine sığabileceği şekilde tasarlanmış.
Îran'da
, Horasan eyaletinin güneyinde geçtiğimiz günlerde cücelerin yaşadığı ismi
Makhunik olan 5 bin yıllık antik bir şehir bulundu. Horasan'ın komşu eyaleti
olan Kirman'daki Şahdad şehrinin 100 kilometre doğusunda bulunan antik şehre
ait sürekli yeni kalıntılar çıkarılmaya da devam ediliyor. Antik cüceler şehri
Makhunik , 1946'ya kadar herhangi bir uygarlığın yaşamadığı düşünülen Lut
Çölü'nün merkezine 60 kilometre uzaklıktaki bir bölgede Tahran Üniversitesi
Coğrafya Fakültesi tarafından keşfedildi. Antik kentteki yapıların kalıntıları
Jonathan Swift'in dünyaca ünlü romanı "Güliver'in Gezileri" kitabında
yer alan ve cüceler ülkesi olarak geçen Liliput Şehri'ni veya J.R.R. Tolkien'in
"Yüzüklerin Efendisi" kitabı ile filmindeki Hobbitlerin köyünü
andırıyor.
EN ESKİ METAL BAYRAK
Arkeologların
yaptığı açıklamalara göre, Makhunik antik kentinin Sümer mitolojisinde
geçen iki mistik krallıktan biri olan Uruk krallığının Aratta medeniyetine
ait bir şehri olduğu ve cüce insanların burada M.Ö. 6000 yılından beri
yaşadığı düşünülüyor. Şehirde keşfedilen küçük boyutlu yapılar da bu inanca
kanıt olarak gösteriliyor. Makhunik şehrinde bulunan yapılar arasında atölyeler,
konut bölgeleri ve mezarlıklar yer alıyor. 800'den fazla antik
mezar da kazı aşamaları sırasında ortaya çıkarıldı. Bu yapıların hepsi ve
diğer araç gereçler yalnızca küçük insanların içerisine sığabileceği şekilde
tasarlanmış. Bölgede yapılan çalışmalarda kuyumcular, esnaflar ve
çiftçilerin yaşadığı bazı alt bölgeler de keşfedildi. Ayrıca insanlık
tarihinin en eski metal bayrağı bu antik kentte ortaya çıkarıldı.
16-17 YAŞINDA , 25 SANTİM İNSAN
2005'te bulunan 25 santimetre boyundaki
mumyalanmış bir cüce , cüceler şehri teorisine en önemli kanıt olarak
gösteriliyor. Cüce cesedi, kazı yapan iki kaçakçı tarafından bulunmuş ve 3
milyon dolara Almanya'da satmaya çalıştıkları sırada ele geçirilmişti.
Arkeologlar, cücenin cesedini inceledikten sonra, cesedin doğal işlemlerle
mumyalanmış olabileceğini kaydetmişti. Mumya üzerinde yapılan bilimsel
çalışmalar sonucunda, cücenin öldüğünde 16-17 yaşlarında olduğu tespit
edilmişti.
12 – 15 cm
İNSAN
RESİM – 2 - ATACAMA ÇÖLÜ ,
MİNİ İNSANI
Atacama çölünde bulunan , insan şekilli iki
ayaklı bir canlı türünün iskeleti , delildir ki Evrim dışı bir canlı var oluşum
süreci vardır. Zîrâ , eğer , evrimcilerin varsaydığı tarzda bir evrim var
olsaydı , bu kadar büyük boyut farkı oluşana kadar , bu canlı türü başka bir
türe dönüşmüş olmalıydı. Bu insan benzeri canlı 15 santimetre kadar boya
sâhiptir.
Bu boyutlarda bir insan olduğuna inanmak zor
gelebilirse de bu bilimsel bir gerçektir. Bu konuda yapılan haberlerden
anlaşılan , bu canlının genetik malzemesini de sağlam olarak bularak ,
kopyasını da üretmişler ve 9 yaşındakinin boyutunun , iskeleti bulunan örneğin
boyunda olduğunu da isbat etmişler , zîrâ bu konudaki haberlerden 9 – 10 sene
kadar sonra bu konuyu tekrar haber yaptılar.
Son yıllarda , bu canlının
mikroskobik incelemesini de yaptılar ve bu canlının insân olduğunu da tesbit
ettiler.
HABERİN
ADRESİ =
KÜÇÜK
UZAYLININ DNA SI ANALİZ EDİLDİ
KESİNLİKLE
İNSAN
YÜZLERCE
METRE BOYUNDA İNSAN VE BENZERLERİ
RESİM = 3 = İNSAN BENZERİ
DEV KAFA FOSİLİ
Daha büyüğü ise , insan yüzü gibi yüzü olan ,
tahmînen 100 metre kadar yada daha fazla büyüklüğü olan bir baş resmi. Bu
resimde sol altta görülen , bir çift direkli yelkenliye göre hesap edilebilir
büyüklüğü. Başı 100 metre ise kendisi de muhtemelen 700 metre
büyüklüğündedir.
Bu kadar büyük insan benzeri bir canlı , eğer
, evrim geçirerek , süregelen bir süreçle insan oluşmuş olsaydı , o taktirde evrimcilerin iddiâ ettiği tarzda
bir evrimsel süreçte insana benzerliğinin yok olması gerekirdi.
Bu boyuttaki bir canlının evrimsel
süreçle insan boyutuna dönüşümü ,
milyonlarca yıldan önce olması beklenemez.
Hal bu ki evrimci sapıklara göre on
binlerce yıl önceki insan boyutlu bazı maymun türleri insanın atasıdırlar. Bu yalanlarını ise zamanla
değiştiriyorlar. 10 binleri , 100 binler
ve milyonlara kadar uzatarak , evrim teorisini de sürekli değiştiriyorlar.
Yalanları yalan olduğu anlaşıldıkça sürekli değişiyor.
Evrimci sapıklara göre milyonlarca
yıl önce maymun bile yoktu , mesela onlara göre maymunun atası olan bir deniz
canlısı var olmalıydı. Evrime göre canlılar değişim geçirdiğine göre ,
milyonlarca yıl önceki canlıların türü tamamen başka bir türe dönüşmüş
olmalıydı. Hal bu ki bu resim isbat ediyor ki , milyonlarca yıl önce insan
benzeri canlılar vardı. Öyleyse evrimciler yalan söylüyor. Milyonlarca yıllık pek çok fosil , taşlaşmış
canlı bulunuyor. Bulunan bu canlıların bir kısmı türü tükenmiş canlılar ve bir
kısmının ise , hâlen çağımızda yaşayanlarla aynı türde olduğu tesbit ediliyor.
Evrim , anlaşılan canlılardan çok , Evrim teorisini evrimleştiriyor. Çünkü HAK
= GERÇEK GELDİĞİNDE BÂTIL ALÇALIR.
RESİM = 4 = MİLYON YILLIK SECDE
Resimde görülen SECDE EDEN KAYA olarak
yayılmış olan resim , gerçek bir insan fosili. Bu fosilin uzunluğu 300
metredir. Ultrason incelemesinden sonra ,
ortaya çıkan , bunun kaya değil
bir insan fosili olduğudur. Ayrıca bu İnsan türünün TEK GÖZLÜ olduğu da tesbît
edilmiş. Hal bu ki evrimcilere göre o devirde insan var olması mümkün değildir.
Üstelik bu insan türü tek gözlüdür. Evrimcilerin ileri sürdüğü tarzdaki
evrimsel süreçlerde , çift gözlüden tek gözlülük oluşması nereyse imkânsızdır.
Bu boyutlarda bir canlının evrimsel süreçte küçülüp insan boyutuna geldiği var
sayılabilir fakat tek gözlü iken çift gözlü olması imkânsızdır. Üstelik bu
kadar eski bir zamanda , muhtemelen milyon yıllık bir zamanda , eğer evrim var
olsaydı , evrimcilerin ileri sürdükleri delillere göre , on binlerce yıl önceki
maymunlar insana dönüştüğü iddiasına göre , milyon yıl önce insan türü var
olmamalıydı. Fakat bu resimdeki insan , evrimcilerin suratına bile bakmayarak ,
yüce Allâh için olan , milyon yıllık secde ile secde edişini sürdürerek , kul
olan varlığıyla , evriminize tükürmeye bile tenezzül
etmiyor.
İNSAN YÜZLÜ
BİTKİ
RESİM = 5 = DEV İNSAN YÜZLÜ BİTKİ
RESİM = 6 = DEV İNSAN YÜZLÜ
BİTKİ
Kulak deliğinden alt tarafa doğru
uzanan beyazlık araba yoludur. Bildiğimiz , meşhûr canlı türlerinden epey
farklı bir tür bu tür. Örneği bilinmiyor. Hem bitki hem de insan başı var.
Görmedikçe inanılacak gibi değil. Gördüğünü inkâr edenlere göre ise , inanılacak bir şey de , her hangi bir gerçek
de yoktur. Bu olağan üstü bir resim. Hem bitki hem de insan , yâni akıllı
olduğunda şüphe olmayan bir bitki. Gerçi bilenler için her varlıkta bir şuur
olduğu mâlumdur. KURAN VE HADİSDE EVRENSEL ŞUUR adlı konu dizisinde , tüm
evrensel nesnelerin şuurlu olduğunu , âyet ve hadislerle isbât etmiştim. İşte
bu resim de , bilen bilmeyen herkesin açıkça , bitkilerin de şuurlu olduğuna ,
dahâsı bitkilerin bu türünün insan kadar şuurlu olduğuna kanaat edineceği bir
belgedir.
İnsanın maymundan türediğini düşünen
evrimci sahtekârlar bu işin içinden çıkamazlar. Yüce Allâhın varlığını ve
gücünü bilenler için ise anlaşılması zor değil. Yüce Allah neyi dilerse onu
yaratır. O dilediğini yapandır. Eğer inkâra yeltenmezseler , evrimci dinsizler bu durumda verecek cevap
bulamazlar. Belli ki , en az , milyonlarca yıllık bir nesnedir bu görülen.
Üstelik sâdece kafası bile yüzlerce metrelik boyuttadır. Hem olağan üstü bir
yapıda oluşu yâni bitki ve insan bileşimi olması , hem eskiliği hemde boyutu
evrimci sapıklığa geçit vermeyen , yüce Allâhın varlığına delil olan bir çok
belirtiler , âyetlerdir akledenler için. Yüce Allah Kuranda gökler ve yerin
yaratılış tarzında âyetler var diyor. İşte bunlar onlardandır.
Kurandan bir
âyet =
(Kuran – 2
Bakara sûresi – Âyet 164) “ELBETTE GÖKLER VE YERİN YARATILIŞ TARZINDA ve gece ve gündüzün ard arda gelişinde ve insanlara
yararlı olan şeyle denizin içinde akıp giden Fulk (gemi = yörünge aracı) ve Ne
varsa sudan Allâhın gökten indirdiği ve onunla yeri ölümünden sonra yaşattığı
ve ardından orada kımıldayandan (dâbbeden = canlıdan) saçtığı ve rüzgârların
dönüştürülmesi ve gök ve yer arasında bulunan yararlanılmaya hazır olan bulut
elbet (BİR TAKIM) BELİRTİLER (ÂYETLER) (bir) toplum için (ki) aklederler”.
Yüce
Allah doğru dedi.
YÜZLERCE KİLOMETRELİK CANLILAR
RESİM = 7 = DEV BİLİNMEYEN CANLI TÜRÜ
RESİM = 8 = DEV FOSİLLERİN BULUNDUĞU GÜNEY AMERİKA KITASININ
HARİTASI
DEV CANLILAR GERÇEKTİR. Güney
Amerika kıtasında bâriz dev canlılar var. Biri Brezilyadaki , dört bacağı ,
başı ve yelesi ve dik duran kuyruğu görünen , sivri çeneli tanımadığım bir
köpek türü canlı. Bu canlının boyu 700 kilometre civârında. Başka bir canlı ise
, gene Brezilyada bulunan , 150 kilometre kadar boyu olan , fino türü bir köpek. Diğer bir canlı da güney
Amerika kıtasında Arjantinde olan , insan yüzlü kısa fil hortumu gibi bir burnu
olan , sâdece kafası bile 150 kilometre uzunlukta olan bir farklı canlı türü. Bu tür canlıların
varlığı isbât eder ki evrimcilerin bahsettiği tarzda bir evrim yoktur. Bunlar
muhtemelen milyarlarca yıl öncesine âit canlılar. Bu kadar büyük ve eski
canlıların varlığı , hem büyüklüklerinin
çokluğu , hemde eskiliklerinin çokluğu olmak üzere iki yönden de , evrimin
yanlışlığına delil olurlar. Ve bu canlıların yeryüzünü şekillendiren yapı taşı
gibi bulunması ise , Bakara 164 numaralı âyetin bildirdiği gerçeği , ELBETTE
GÖKLER VE YERİN YARATILIŞ TARZINDA ÂYETLER VAR sözünün doğruluğunu isbât
eder.
DEV ÖTESİ
AZAMETLİ , IŞIK YILI BOYUTLU , EVRENSEL UZAYLI CANLILAR
Evrimi yıkan gerçekler , çağdaş uzay
biliminin verileri. Evrenin büyüklüğü karşısında insan şaşkına dönebilir. Koca
dünyâya nisbetle küçüğün küçüğü bir zerrecik kadar olan insan ne çok
büyükleniyor. Yüce Tanrıya itaat etmemek büyüklenmektir. Koca dünyâ , kâinâta
nisbetle küçüğün küçüğü küçücük bir zerrecik bile değil. Bu azametli varlık
evrenini var eden yüce Allâh’ı kendisine lâyık övgülerle övmek mümkün değildir.
O kendisini bildirdiği gibi en yücedir. EVRENLERİN EĞİTENİDİR.
Evren o kadar büyüktür ki sınırlarını
bilmek , büyüklüğünü bilmek henüz bilimsel olarak mümkün değildir. Evrensel
nesnelerin büyüklüğünü belirtmek için aklımızın sınırını aşan ölçüler kullanmak
zorunda kalırız. Bu ölçü genellikle ışık
yılı olur. Bir ışık yılı demek , ışığın bir yılda ulaşabileceği uzaklık
demektir. Bu uzaklığın nasıl bir uzaklık olduğunu biraz anlamak için , dünyânın
ışık hızına göre büyüklüğünü bilmemiz faydalıdır. Dünyâmızın büyüklüğü ışık
hızı ölçüsüne göre bir sâniyenin 23 de biri kadardır. Yâni ışık , bir sâniyede
23 tâne dünyâ büyüklüğünü geçecek kadar hızlıdır. Meselâ güneş ışık hızı
ölçüsüne göre 8 dakîka uzaklıktadır. Yâni ışık , güneşten dünyâmıza 8 dakîkada
gelir. Bu mesâfeyi dünyânın büyüklüğü ile karşılaştırırsak , dünyâ ile güneşin
arasındaki uzaklık kadar bir mesâfeye
11 bin den daha çok dünyâ sığar. Güneşimiz bir yıldızdır , kâinâttaki
yıldız sayısından , sâdece bilim adamlarının görebildiği alandaki yıldızların ,
yâni güneşlerin , kesin bilinmeyen tahmîni sayısı bile aklımızın alamayacağı kadar
çoktur.
Hal bu ki kâinâtın görebildiğimiz
alanı göremediğimiz alanına nisbetle küçüğün küçüğü küçücük bir zerrecik
gibidir. Güneşimizin ve berâberinde dünyâmızın da içinde bulunduğu yıldız
kümesinde yâni galaksimizde 200 milyar civârında yıldız , yâni 200 milyar
civârında güneş vardır. Kâinâttaki galaksilerdeki yıldız miktârı ortalama
olarak galaksimiz kadardır. Kimi yıldız kümelerinde yâni kimi galaksilerde bin
civârında kimi galaksilerde 1 trilyon civârında yıldız yâni 1 trilyon civârında güneş vardır. Bu
tarzda yüzlerce milyar galaksi olduğu tahmin ediliyor. Galaksilerin boyutları
ışık yılı olarak belirtilir. Bu kadar büyük nesnelerin canlı olabileceğini
düşünmek imkânsızdır , çoğu kısıtlı bilgi sâhipleri için. Fakat Kuran ve hadisde evrensel şuur adlı
konuda da belirtildiği gibi her nesnenin
ve göğün ve yerin de şuuru vardır. Yüce Allâhın emrine , isteyerek , şuurlu ,
irâdeli olarak uydukları da Kuranda belirtilmiş. Bunlar ufuk açan bilgiler ,
fakat herhangi bir galaksinin canlı olduğuna delil değil. Galaksilerden bir
kısmının canlı olduğunu isbât eden pek çok galaksi resimleri var. Şimdilik , az
örnekle , galaksilerin canlı ve akıllı olduğunu
isbât edeceğim.
ARP 148 adlı galaksi , NASA tarafından resmi
alınmıştır. Resimde görüldüğü gibi bâriz bir baş , gövde ve kuyruğa sâhiptir. Başında
, uzun çenesi , gözü , ve ağzı açıkça görülüyor. Dünyâda bu canlıya benzer
canlılar vardır. Meselâ deniz atı başı , yada timsah gibi hayvanların başı bu
şekildedir. Gözü ise , dünyâlı canlıların pek çoğunda görülen bir yapıdadır.
RESİM = 10 = HH-222= ŞELÂLE BULUTSUSU
Anahtar Sözcükler :
HH-222= ŞELÂLE BULUTSUSU = Büyüklüğü = 10 IŞIK YILI.
NASA tarafından resmi alınmıştır. ŞELÂLE
BULUTSUSU 10 IŞIK YILI BOYUTUNDADIR. 10 ışık yılı boyutundaki bu nesnede , resimdeki işâretli bölgede , bakarsanız göreceğiniz gibi , insan gözünün
aynısı olan bir göz var. Bu durumda 10 ışık yılı büyüklüğündeki bu nesne bir
canlının başından ibârettir. Başına nisbetle gövdesinin , insan başına nisbetle
, toplam vücut uzunluğunun , 1 birime karşılık 7 birim olduğuna göre , hesap
edersek , bu başı 10 ışık yılı büyüklüğünde olan bu canlının boyu belkide 70
ışık yılı uzunluğundadır. Gözünün büyüklüğü ise yaklaşık 1 ışık yılı
uzunluğundadır , gözünün karası ve beyâzı bâriz olarak belli olan , bu resimde
görünen gözün karası , yaklaşık 5 ışık ayı uzunluğundadır.
RESİM 11 = GALAKTİK BOYUTTA KUŞ
GALAKSİ
ADI = NGC 6537 KIRMIZI ÖRÜMCEK BULUTSUSU
UZAKLIĞI
= 4000 IŞIK YILI.
BÜYÜKLÜĞÜ
= 1,6 IŞIK YILI.
Evrimci
sahtekârlar için , bu durumu inkâr etmedikçe , hiçbir cevap yolu yoktur.
Evrimci dinsizler bu durumu açıklayamazlar. Galaksilerin evrim geçirip insan
olduğunu iddiâ edemezler , insanların evrim geçirip galaksi olduğunu iddiâ
edemezler. Hiç şüphesiz , bellidir ki , insanı yaratan kim ise bu galaksileri
yaratan da odur. Aslâ tesâdüfî bir var oluşla var olan canlılar birbirine
benzeyemez çünkü.
Eğer tesâdüfen var olduğu varsayılan
canlılığın , evrensel boyuttaki canlılığın da insan boyutundaki canlılığın da
benzer olması tesâdüfen olması mümkün bir durumdur denecek olursa , bu iddiâ ya
bir delilik alâmeti yada tesâdüfün akıllı ve şuurlu , bilinçli ve kudretli
olduğunu iddiâ etmek olur.
Ateist , dinsiz sapıkların doğadaki
hârikaları kabul ederek , doğada insan üstü hârika bilimler olduğunu kabul
ederek , yüce Allâhı inkârları gibi , yüce
Allâha âit ilim ve kudret gibi sıfatların doğada var olduğunu kabul ederek ,
yüce Allâha doğa adını vermelerinden ibâret olan , bir gerçeği örtme çabası
olur bu çaba.
Hiç şüphesiz , farklı , ilgisiz
ortam canlılarını birbirine benzer yapan tesâdüf değil yüce Tanrıdır. Bu durum
, Evrensel boyuttaki canlıların da , insan boyutundaki canlıların da , evrimle
değil , Yaratanın , Tanrının , yüce Allâhın
yaratışı ile var olduğunun delîlidir.
ŞELÂLE BULUTSUSU olarak adlandırılmış olan bu evrensel nesne TANIKTIR ki evrimcilerin
iddiâ ettiği tarzda bir EVRİM YALANDIR ,
TANRI VARDIR , dinsizler gerçek akıl ve doğru
yoldan sapmışlardır. Öyleyse , ey aldanmış olanlar , tevbe edin ve yüce Allâha
inanın ve uyun , böylece ebedîyen kurtulursunuz.
UZAYDA , DÜNYALI CANLILARA BENZER OLAN DEV CANLILARIN VAR OLMASI VE UZAYDA , DÜNYÂLI CANLILARIN
BOYUTUNDA CANLILARIN VARLIĞI DA EVRİMİN YALAN OLDUĞUNA DELİL OLACAKTIR
Tanrıyı inkâr edenlerin , ileri gelen
çağdaş sapıklık yolu komünizmdir. Son yüzyıllarda , çoğu bozgunculuk yolunda
olduğu gibi , komünizmde de önderlik , yönetim , halkları hayvan gibi sürüleştirme ve
çıkarları için kullanmanın başında dâimâ mel’ûn Yahudi vardır ve onların
arkasında ise , onları maşa olarak kullanan İngiliz sömürgeciliği vardır.
Komünizmin temel felsefesi , tanrının
var olmadığıdır. Tanrıyı inkâr için ileri sürdükleri temel felsefe , her şeyin
, tüm kâinâtın tesâdüfen var olduğu saçmalığıdır. Bu saçmalığı kabul ettirmek
için uydurdukları temel felsefelerin başı , canlılığın da cansız varlıklardan
tesâdüfen oluştuğu ahmaklığıdır.
Bu sapıklara göre tesâdüfen oluşan
basit canlılar daha sonra karmaşık canlılara dönüşmüş. Bu saçmalıklar ve ahmaklıklar yığınının en
ileri aşamasında olan baş sapıklıkları da , insan neslinin , yeryüzünde , tesadüfen
oluşan canlıların gelişmesi ile oluşan maymundan türediğidir. İddialarına göre
maymunlar evrim = değişim geçirerek insana dönüşmüş. Bu iddiayı delillendirmek
adına uydurdukları , maymun ve insan arasında olduğunu iddia ettikleri
canlıların varlığını isbat için çeşitli deliller ileri sürmüşler.
Gelişen teknoloji ile uydurdukları bu
delillerin yalan olduğu anlaşıldığı halde onlar tanrısızlığın doğruluğunu iddia
etmekten vaz geçmemişlerdir. İnsan maymun arası bir canlı olduğunu iddia
ettikleri , aslında , bazı parçalarını insan iskeletinden bazı parçalarını
maymun iskeletinden alarak oluşturdukları yalan delilleri uydurmaları , insanın maymundan geldiğine kendilerinin de
inanmadığını , insanın maymundan geldiği iddiasını insanlığı aldatmak için
uydurduklarının delillerindendir.
Bu sapık felsefenin adı
Darvinizmdir. Darvinizme göre canlılar cansız maddelerden tesâdüfen oluşmuş ,
gelişerek maymun olmuş , maymunlar da gelişerek insan olmuştur. Bu sapıklara
göre dünyâdaki canlılar dünyâya mahsustur , dünyâda oluşmuştur.
Bu sapıklığa göre düşünülecek olursa
, eğer uzayda hayat varsa aslâ dünyâdakinin aynı olmamalıdır. Meselâ uzaylı
canlılar dünyâdakiler gibi sürüngen , iki ayaklı , dört ayaklı yada iki ve
üzeri sayıda kanatlı olmamalıdır. Özellikle uzayda insan var olmamalıdır ,
çünkü insan bu sapıklara göre dünyâda tesâdüfen oluşan bir sürecin sonucunda
var olmuştur. Öyleyse dünyâda var olan
hiçbir hayvan türü de uzayda var olmamalıdır. Meselâ deve , sığır , koyun
, keçi uzayda var olmamalıdır.
VARLIĞI
RESMEN AÇIKLANMASA DA UZAYDA HAYAT KESİN OLARAK ANLAŞILDI. RESMİ OLMAYAN
AÇIKLAMALAR YAPILDI. BU İKİ RESİM DE BUNLARA ÖRNEKTİR.
UZAYDA ,
MARSDA HAYAT
RESİM 12 = MARSDA İSKELET KALINTISI
Bu
resmin kaynağı olan internet adresi =
RESİM 13 = MARSDA BİR SÜRÜNGEN CANLI
Bu
resimin kaynağı olan internet adresi =
Bu resimler gerçektir. Kuranın
uzayda hayâtın varlığından bahseden âyetlerinin ve Kuranın mûcize olduğu
böylece isbâtlandı. Uzayda hayâtın varlığının isbatlanması evrim teorisinin
yanlışlığını da isbât etmiş oldu. Çünkü , eğer evrimcilerin ve diğer
dinsizlerin dediği gibi hayat dünyâda tesâdüfen oluşmuş olsaydı ve böylece
evrimleşseydi , uzayda da tesâdüfen oluşan herhangi bir canlı ile aslâ benzer
olamazdılar.
Çünkü hiçbir tesâdüf , benzerlik ,
denklik oluşturamazdı. Hal bu ki bu resimde de görüldüğü gibi , marsdaki
canlının 4 bacağı var , dünyâdakiler gibi. Ayrıca benzerini dünyâda gördüğümüz
bir biçimde bu canlı. Teferruâtını tesbit edemediğim için bu resim hakkında
daha fazla bir şey söylemem zor olsa da şu kesin ki bu canlının eğer varsa ki
vardır , yada uzaydaki her hangi bir canlının , meselâ iki gözü varsa bu da
evrimin yanlışlığına delil olur.
Bunun gibi Uzaydaki herhangi bir
canlı , dünyâdaki herhangi bir canlı ile benzer ise , bu durum , bu canlıların
tesâdüfen gerçekleşen bir evrimle oluşmadığına , irâde sâhibi , bilgi ve beceri
sâhibi bir var edici tarafından , Tanrı tarafından var edildiğini isbât eder.
Burada görülen resimdeki canlının , dünyâda benzeri bulunduğu gibi , bir
sürüngen olması ve 4 bacağı olması , işte bu sebeple delildir ki , bu canlıyı ,
irâde , bilgi , beceri sâhibi bir var edici , yaratıcı , yâni yüce Tanrı var
etmiş , yaratmıştır.
Yüce Allâhın kitabı Kuranda , İnsanın
dünyâ dışında yaratıldığı ve cennete konulduğu , ardından cennetten dünyâya
indirildiği bildirilir. Gene Kuranda hayvanlardan sekiz eşin dünyâya indirildiği bildirilir.
Hayatın ve suyun kaynağını belirten
Kuran , hayâtın ve suyun da uzaydan geldiğini bildirir.
Kuran uzayda hayatın varlığını
bildirerek , sekiz hayvanın indirilmesinden bahsederek , İnsanların atası
(SELÂM ONLARA) Âdem ve Havvânın dünyâ
dışında yaratıldığından bahsederek , ve dünyâdaki canlı türlerini târif eden
bir kelime olan dâbbe kelimesini kullanarak , dâbbe denilen canlıların uzayda
var olduğunu bildirir. Ayrıca Âdem dışında başka İnsanların da uzayda var
olduğunu bildirir.
Eğer uzayda hayatın varlığı çağdaş
bilimsel yöntemlerle isbatlanırsa , Kuranın bildirdiklerinin mûcize olduğu ,
Kuranın yüce Allâhın kitâbı olduğu , İslâmın yüce Allâhın dini olduğu , Salat
ve selâm ona yüce Allâhın râsûlü Muhammedin , yüce Allâhın Rasûlü , peygamberi
olduğu da yeniden isbatlanmış olur.
Böylece bilinir ki , kâinâtı
yaratan yüce Allahdır , Maddeyi ve canlılığı ve İnsan neslini yaratan yüce Allahdır.
Böylece uzayda hayatın varlığının isbâtı , İslâmın gerçekliğini de isbatlayacaktır. Darvinizmin yalan olduğu bu yönüyle de
isbatlanır.
Bununla birlikte uzayda hayatın
varlığının isbâtı gerçekleştiğinde , uzayda var olduğu isbatlanan canlı
türlerinden her hangi birinin , yeryüzünde var olan canlı türlerinden her hangi
biri ile aynı yada benzer olması durumunda , darvinist sapıkların iddia ettiği
gibi dünyâda tesâdüfen oluşup gelişen ve maymundan insana kadar değişim geçiren
, Dünyâya mahsus bir hayat oluşum süreci olmadığı da isbatlanmış olacaktır. Allahsızlığın
ve komünizmin temel felsefesi olan
darvinizmin temel iddiası olan , insan maymundan evrimle oluşmuştur diyen ,
çağdaş şeytanlığın başı , insanlığın baş belâsı , dünyâyı kana boyayan ,
kâtilllerin maşası olan , EVRİM
TEORİSİNİN YALAN OLDUĞU BİR DAHA İSBAT EDİLMİŞ OLACAKTIR.
EVRENDEKİ TÜM VARLIKLAR GİBİ , EVRENDEKİ TÜM CANLILAR DA BÖYLECE
TANRININ VARLIĞININ DELİLİ OLARAK HAYKIRIR Kİ
, GÖKLER VE YERDE NE VARSA SENİN HİZMETİNE VERMİŞ OLAN YÜCE BİR
YARATANIN VAR , YÜCE ALLAH VARDIR VE BİRDİR EY AKIL SÂHİBİ YARATIK.
BU KONUYA
DELİL OLAN PEK ÇOK GÖKSEL NESNE RESMİ VARDIR
NASADAN KARTAL BULUTSUSU RESMİ =
İNSAN KAFASI = Bu görüntü 80 ışık yılı uzunluğunda bir bölgedir. Bu durumda
burada görünen insan kafasının , çene altından tepesine kadar uzunluğu 50 ışık yılı uzunluğundandır. 50 ışık yılı
uzunluğundaki bir kafa ile dünyayı kıyas edecek bir sayıyı hayatımızda
kullanmıyoruz. O kadar büyüktür ki dünyaya nisbetle büyüklüğünü anmak bile zor.
Anma da anlamak da zor.
Bir ışık yılı 9 460 730 472 580 800 metredir. Bir metrede
25 santime bir kafa olarak hesaplarsak , bir metrede 4 kafa olduğuna göre. Bu
sayıyı 4 ile çarparsak , 1 ışık yılının , insan kafasının kaç katı olduğunu
buluruz. 9 460 730 472 580 800 x 4 = 37 842 921 890 323 200 eder. Bu kafa 50 ışık yılı uzunluğunda
olduğuna göre , bu kafanın insan kafasına nisbetle ne kadar büyük olduğunu
bulmak için 50 ile çarparız. 50 X 37 842 921 890 323 200 = 1 892 146 094 516 160 000 eder. Yani bu
kafa insan kafasının 1 892 146 094 516 160
000 katı büyüklükte.
Bir ışık yılı dünyanın çapının ,
büyüklüğünün 742 483 948 katıdır. 50 ışık yılı ise742 483 948 x 50 = 37 124 197
428 dünya çapı eder. YÂNİ BU KAFA RESMİ DÜNYANIN 37 Milyar 124 Milyon 197 Bin 428 KATI BÜYÜKLÜKTEDİR.
RESİM 14
=UZAYDA DÜNYÂDAN MİLYARLARCA MİLYARLARCA MİLYARLARCA KAT BÜYÜK İNSAN
KAFASI = KARTAL BULUTSUSU
(1 Kentilyon 892 Katrilyon 146 Trilyon 094 Milyar 516 Milyon 160 bin 000) katı büyük bir kafa.
---------------------
KARTAL BULUTSUSUNUN BU RESMİ , EVRİMİN YALAN OLDUGUNA VE YARATILIŞIN GERÇEK OLDUGUNA VE YARATANIN VAR OLDUGUNA VE YARATANIN BİR OLDUGUNA DELİLDİR.
------------------------------------------------
Artık gördüğünü kabul eden her akıl
sahibinin kabul edeceği bir gerçektir. Bu azametli kafayı yaratan , ve onun
benzeri olarak insanı ondan (1 Kentilyon
892 Katrilyon 146 Trilyon 094 Milyar 516
Milyon 160 bin 000) kat daha küçük yaratan yüce Allah var ve
bir ve tek yaratıcıdır.
İnsanın varlığının , tesadüfen
gerçekleşen bir evrim sonucu olmadığı
şüphesizdir. Belki milyarlarca yıl ömrü olan bu evrensel varlığın değişim
geçirerek yeryüzündeki insana dönüştüğünü iddia edecek kadar sapık bir mantık
ile , evrimin varlığını savunmaya devam edecek birilerinin , akıl meydanında
söyleyecekleri , dinlenmeye değer hiçbir
sözleri olamaz. Öyleyse deki
Âyet
= “Yaratanların en
güzeli olan Allah ne mübarek oldu” (Kur’ân – 23
Mü’münûn sûresi – âyet 14)
Âyet = “…ve (Gerçeğe)
İletme’ye uyan Sağ Olsun” (Kuran – 20 Tâhâ sûresi - âyet 47)
Âyet = “Övgü , Evrenlerin türeteni (yetiştireni – Rabbi)
Allah içindir”. (Kuran – 1 Fatiha sûresi - âyet
1)
Yazar
= Ali kenan Aydın
İlk yazım
tarihi = 14 Şubat 2016 Pazar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder