14 Ekim 2020 Çarşamba

İSLAMDA ; KURAN VE HADİSDE EVRENSEL ŞUUR – 15- GÖKLER VE YER VE ONLARDAKİLER – CEHENNEM VE HER ŞEY

 

 

 

İSLAMDA ; KURAN VE HADİSDE EVRENSEL ŞUUR – 15- GÖKLER VE YER VE ONLARDAKİLER – CEHENNEM VE HER ŞEY.

 

BEN ALLÂHIN KULUYUM.

Atılmış şeytandan Allâha sığınırım. 

Rahmeti Her Şeyi Kapsayan , Çok Rahmet Eden Allâhın adıyla.

(Kuran - 1 Fâtiha sûresi , Âyet 1) “Övgü , Evrenlerin türeteni  Allah içindir”.  

Selâm (esenlik-sağ oluş) yüce Allâhın rasûlu Muhammedin üzerine olsun ve yüce Allâhın rahmeti ve O’nun bereketleri. 


 

                Gökler ve yer(yüzü) şuurludurlar , tesbih ederler , konuşurlar , duyguludurlar. Gökler ve Yer(yüzü)nün şuurlu olduğuna delil olan âyetler : (Kuran – 17 İsrâ 44) , (Kuran - 33 Ahzâb – 72) ve (41 Fussılet 11). 

(Kuran – sûre 17 , İsrâ sûresi - âyet 44)Yüzdürür (faaliyete geçirir-Tesbîh eder) onun için göğün yedisi ve Yer(yüzü) ve  kim (varsa) onlarda , şey (denilen)den (var mı) dır istisnâ yüzdürür (faaliyete geçirir - tesbîh eder) Övgüsüyle Onun ve ne var ki anlamazsınız tesbîhlerini onların , elbette O oldu çok iyi huylu (Halîm) , günahları çok örten (Gafûr)”.   

                  Yer(yüzü)nün ve Yedi kat olan göklerin yedisinin de Allâhı tesbih ettiklerine  göre Gökler ve Yer(yüzü) şuurludur. 

(Kuran – sûre 33 , Ahzâb sûresi – âyet 72) “Elbette biz sunduk emâneti Gökler ve Yer(yüzü) ve Dağlara , böyle iken geri durdular onu yüklenmekten ve endişelendiler ondan ve yüklendi onu insan , elbette o (insan)  idi çok zâlim , çok câhil”.

                   Gökler ve Yer(yüzü)nün emâneti almakla muhâtap olmaları ve emâneti almaktan geri durmaları ve endişelenmeleri de Gökler ve Yeryüzünün şuurlu olduklarına delildir.     

(Kuran – sûre 41 ,  Fussılet sûresi – âyet 11) “Sonra doğruldu Göğe ve o duman hâlinde (idi) böyle iken dedi Ona ve Yer(yüzü)ne – Gelin itaat ederek veyâ isteksizce , (ikisi) dediler – Geldik itaat edenler (olarak)”.

                   Bu âyet , Gök ve Yeryüzünün işittiğine , konuştuğuna , tercihini kullanma kâbiliyetinin olduğuna , irâdeli hareket kâbiliyetinin olduğuna , şuurlu olduğuna delildir.   

                   Gökler ve Yeryüzünde ne varsa şuurludurlar zîrâ tesbîh ederler. Buna delil olan âyetler : (57 – Hadîd – 1) , (59 Haşr 24) , (61 Saf – 1) , (62 Cumâ – 1) , (64 Teğâbun – 1).   Örnek meâl ;

(Kuran – sûre 64 , Teğâbun sûresi – âyet 1)Yüzdürür (faaliyete geçirir - Tesbîh eder) Allah için , ne (varsa) Göklerde ve ne (varsa) Yer(yüzü)nde , Onun için(dir) Mülk ve Onun için(dir) Övgü ve O şeyin hepsinin üzerine çok iyi ölçüler koyan”.      

                    Gökler ve Yeryüzünde ne varsa hepsinin tesbîh etmeleri , Gökler ve Yeryüzünde ne varsa hepsinin şuurlu olduğuna delildir.

                    Ayrıca Gökler ve Yeryüzündekilerden olan Cehennem de şuurludur , konuşur , istekleri vardır. Buna delil olan âyet Kuranın 50 numaralı sûresi olan Kâf sûresinin 30 numaralı âyetidir. 

(Kuran – Kâf – 30) “Günü , deriz Cehenneme – Doldun mu ve der – Artandan (daha) var mı”.   

                    Bu âyete göre , Cehennem işitir , konuşur , istekleri vardır , şuurludur. 

CENNET VE CEHENNEMİN KONUŞTUĞU HAKKINDA HADİSLER DE VARDIR

                    Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cennet ve cehennem, aralarında (ihtilaf ederek Allah nezdinde) dava açtılar. Cehennem: "Ben, mütekebbirler (dünyada büyüklük taslayanlar) ve mütecebbirler (zorbalık yapanlar) için tercih edildim!" diye övündü. Cennet de: "(Ey Rabbim!) Bana niçin sadece zayıflar ve (insanlar nazarında) düşük olanlar, (hakir görülenler) girer?" dedi. Allah Teala Hazretleri önce cennete hitap etti: "Sen benim rahmetimsin. Kullarımdan dilediklerime rahmetimi seninle ulaştıracağım!" Sonra da cehenneme hitap etti: "Sen de benim azabımsın. Kullarımdan dilediğimi seninle azablandıracağım!" (Her ikisine yönelerek): "İkiniz(in de vazifesi var! İkiniz de) dolacaksınız!" buyurdu. Ancak cehennem, bir türlü dolmak bilmedi. Allah Teala da ayağını üzerine bastı. Derken cehennem: "Yeter! Yeter!" diye inledi. Bu suretle dolmuş olan cehennemin ağzı birbirine kavuştu. Allah mahlûkatından hiçbir ferde asla zulmetmez. Cennete gelince, Allah yeni mahlûkat yaratarak onu dolduracaktır.

"Kaynak:  (Buhari, Tefsir, Kaf 1, Tevhid 25); (Müslim, Cennet 35, (2846)) ; (Tirmizi, Cennet 22, (2564) Konu:  Cennet ve Cehennem)

                    Tüm bu yazı dizisinde anılanlarla birlikte , İnsanların şuurlu olduğunu biliyoruz , ayrıca insan benzeri zekâ seviyesi yüksek varlıkların varlığı da kanıtlanmış ve onlarda şuurlular. Bunlardan başka Cinler de var ve şuurlular. Melekler de kâinâtı kaplayan varlıklardırlar ve şuurludurlar. Bunlar hakkında müstakil yazılar , bilgiler zâten var olduğuna göre bunları ayrıca yazmaya , bu yazı dizisine eklemeye  gerek yok. Bu yazı dizisinde az bilinen ya da bilinmeyen konuları yazarak şuurlu bir evrende yaşadığımızı Kuran delilleri ile isbât ettim. Kuran , tüm bu yazı dizisinde yazılanların ve her şeyin şuurlu olduğunu bildirir. Her şeyin şuurlu olduğunu bildiren âyetler : (17 – İsrâ – 44) ve (41 Fussılet 21). 

(Kuran – sûre 17 , İsrâ sûresi - âyet 44) “Yüzdürür (faaliyete geçirir - Tesbîh eder) onun için göğün yedisi ve Yer(yüzü) ve  kim (varsa) onlarda , şey (denilen)den (var mı) dır istisnâ , yüzdürür (faaliyete geçirir - tesbîh eder) Övgüsüyle Onun ve ne var ki anlamazsınız tesbîhlerini onların , elbette O oldu çok iyi huylu (Halîm) , günahları çok örten (Gafûr)”.   

                     Her şeyin tesbîh etmesi , her şeyin şuurlu olduğuna delildir.  

(Kuran – sûre 41 , Fussılet sûresi – âyet 21) “Ve dediler derilerine onların , ne için tanıklık ettiniz üzerimize , dediler konuşturdu bizi Allah ki konuşturdu her şeyi ve o yarattı sizi ilk defa ve ona doğru geri döndürülürsünüz”.     

                      Her şeyin konuşması , nutk etmesi , konulu konuşması , açıklayıcı konuşması  da her şeyin şuurlu olduğuna delildir. 

                      Sâdece insanları şuurlu zanneden yanlış anlayışların yok olmasını ve yüce Allâhın kullarının çokluğuna bakarak onlar içinde az bir yeri olan insan türünün haddini bilerek , cehâletinin sapkınlığından sıyrılıp , yüce Allâha kul olmasını dilerim yüce Allahdan.

Âyet  =  “…ve (Gerçeğe) İletme’ye uyan Sağ Olsun”  (Kuran – 20  Tâhâ sûresi , Âyet 47)

Âyet  =  “Övgü , Evrenlerin türeteni Allah içindir”  (Kuran – 1 Fatiha sûresi , Âyet 1)

Yazar = Ali kenan Aydın   

İlk yazım tarihi =  4 Temmuz 2012 Çarşamba (târihinden önce yazıldı)

 

 

İSLAMDA ; KURAN VE HADİSDE EVRENSEL ŞUUR -14- AY - GÜNEŞ - GEZEGENLER – YILDIZLAR – GÜNEŞ SİSTEMİ ŞUURLUDUR

 

 

 

İSLAMDA ; KURAN VE HADİSDE EVRENSEL ŞUUR -14- AY - GÜNEŞ - GEZEGENLER – YILDIZLAR – GÜNEŞ SİSTEMİ ŞUURLUDUR.

 

BEN ALLÂHIN KULUYUM.

Atılmış şeytandan Allâha sığınırım. 

Rahmeti Her Şeyi Kapsayan , Çok Rahmet Eden Allâhın adıyla.

(Kuran - 1 Fâtiha sûresi , Âyet 1) “Övgü , Evrenlerin türeteni Allah içindir”.  

Selâm (esenlik-sağ oluş) yüce Allâhın rasûlu Muhammedin üzerine olsun ve yüce Allâhın rahmeti ve O’nun bereketleri.

GÜNEŞ , AY VE YILDIZLAR ŞUURLUDURLAR

                Güneş ay ve yıldızların şuurlu olarak secde ettiğini bildiren bir âyet , Kuranın 22 numaralı sûresi olan Hac sûresinin 18 numaralı âyetidir.

(Kuran – sûre  22 , Hac sûresi – âyet 18) “Görmedin mi? Elbette Allah , secde eder onun için, kim (varsa) göklerde ve kim (varsa) yeryüzünde ve güneş ve ay ve yıldızlar ve dağlar ve ağaç ve dâbbeler ve insanlardan bir çoğu ve bir çoğuna gerçekleşti ona azap ve kimi alçaltırsa Allah böyle iken ne (var) onun için ikram eden(türün)den , elbette Allah işler neyi (ki) diliyor”.

                Bu âyette insanların bir kısmının secde ettiğinin bir kısmının secde etmediğinin bildirilmesi , âyette bahsedilen secdenin şuurlu , bilinçli şahsî tercih edişle yapılan bir secde oldğuna delildir. Öyleyse bu âyet Güneş , Ay ve Yıldızların şuurlu olduğuna delildir.   

                Ayrıca yıldızın secde ettiğini bildiren  Kuranın 55 numaralı sûresi olan Er Rahmân sûresinin 6 numaralı Âyeti de yıldızın şuuruna delildir. 

(Kuran – sûre 55 , Er Rahmân sûresi – âyet 6) “Ve yıldız ve ağaç (ikisi) secde ederler”.

 

GÜNEŞ SİSTEMİ – GÜNEŞ , AY VE GEZEGENLER ŞUURLUDURLAR

                Bunlardan başka bir delil ise Kuranın 12 numaralı sûresi olan Yûsuf sûresidir. Yûsuf sûresinin başında , selam onlara , Yûsuf peygamber gençliğinde gördüğü bir rüyâyı babasına anlatıyor , bu rüyâda 11 gezegenin , Güneş ve Ay’ın kendisine secde ettiğini gördüğünü söylüyor. Sûrenin sonunda ise 11 kardeşinin , anne ve babasının kendisine secde etmeleri üzerine , bu gördüğüm o rüyanın tevilidir = öne gelmesidir  , çıkmasıdır , gerçekleşmesidir diyor. Böylece anlaşılıyor ki Yûsuf sûresinde anlatılan Yûsuf , annesi ve babası ve kardeşlerinin hayâtına dâir anlatılanlar aynı zamanda Dünya , Güneş , Ay ve gezegenlerin yâni güneş sisteminin hayâtıdır. Bu sûrede anlatılanlar onların şuurlu insanlar gibi yaşamlarının olduğuna delildir. Bu hâliyle Yûsuf sûresinin tamamı gezegenlerin , Güneşin ve Ayın ve dünyânın şuurlu varlıklar olduklarına , yaşadıklarına , insanlar gibi kişisel tercihleri olan yüksek şuurlu varlıklar olduklarına delildir.   

                Kuranın 12 numaralı sûresi olan Yûsuf sûresinin 4 numaralı âyeti. 

(Kuran – 12 Yûsuf – 4) “Dediğinde Yûsuf babasına ey babacığım elbette ben gördüm on bir gezegeni ve Güneşi ve Ayı gördüm onları bana secde edenler”.  

                Bu âyetteki Kevkeb kelimesinin meal yazanlar tarafından yıldız olarak tercüme edilmesi yanlıştır. Kevkeb soğuk ışımalı nesnenin adıdır. Öyleyse kevkeb yıldızdır. Yıldız ise Arapça Necm kelimesidir. Öyleyse bu âyet Güneş , Ay ve Gezegenlerden yâni güneş sisteminden bahsediyor. Yûsuf ise muhtemelen dünyâyı temsil ediyor.  Burada anlatılan secdenin , Yûsufun kardeşleri , Annesi ve Babasının secdesinin temsîli gerçekliği  olduğunu ise Yûsuf sûresinin 100 numaralı âyetinden anlıyoruz. 

(Kuran – sûre 12 , Yûsuf sûresi – âyet 100) “Ve yüksek etti AnaBabasını tahtın üzerinde ve yere kapandılar onun için secde edenler olarak ve dedi ey babacığım bu yorumu önceden gördüğümün (rüyâmın) , muhakkak onu rabbim (yetiştirenim) gerçek etti , ve muhakkak ihsân etti bana beni hapisten çıkardığında ve sizinle köyden geldiğinde , şeytanın benim ve kardeşlerimin arasını çekiştirmesinin sonrasından , elbette rabbim lütfeden ne için (ki) diliyor , elbette o , o çok iyi bilen , çok iyi karar veren”.

                 Böylece 100 üncü âyetin , 4 üncü âyette görülen rüyânın gerçekleşmesi olmasından anlaşılan ; Gezegenler , Güneş ve Ay , insanların temsili olduğu için , güneş sisteminin hayâtı ile insan hayâtı , benzer şuura sâhip varlıkların hayâtıdır. Şüphesiz , Yûsuf sûresi , insanların bir kısmının hayâtını ve güneş sisteminin hayâtını temsîli olarak anlatarak , Güneş sistemi ve güneş sitemini oluşturan gezegenler , Güneş ve Ayın insanlar gibi şuurlu olduğunu isbat eder. 

                  Evrensel nesnelerden , yıldızlar , bulutsular ve yıldızlardan oluşan galaksilerin bildiğimiz canlılara benzer olanlarının resimleri de yüce Allâhın bildirdiği gibi yıldızların da şuurlu olduğuna delildir.

 

BİLDİĞİMİZ CANLILARA BENZEYEN EVRENSEL NESNELER ,  

BULUTSULAR , YILDIZLAR VE GALAKSİ RESİMLERİ

 

RESİM -1-

  


RESİM -2-

 


 

RESİM -3-

 


 

RESİM -4-

 


 

RESİM -5-

 


 

RESİM -6- 

 


 

RESİM -7-

  


 

RESİM -8-

 


  

RESİM -9 -

  


RESİM -10 -


 

RESİM -11-


 

RESİM -12-

 


 

RESİM -13 -

 


 

RESİM -14 -

  


 

RESİM -15 -

  


RESİM -16 -

 


 

RESİM -17 - KARTAL BULUTSUSU



 

                       Yüce Allâhın yarattıklarına nisbetle , birazcık örneği görülen bu azametli yaratılışı bilipte Yüce Allâha teslim olmaktan başka yol arayana şaşılır.

 

Âyet  =  “…ve (Gerçeğe) İletme’ye uyan Sağ Olsun”  (Kuran – 20  Tâhâ sûresi , Âyet 47)

Âyet  =  “Övgü , Evrenlerin türeteni Allah içindir”  (Kuran – 1 Fatiha sûresi , Âyet 1)

Yazar = Ali kenan Aydın   

İlk yazım tarihi = 4 Temmuz 2012 Çarşamba (târihinden önce yazıldı)

 

 

  

 

 

 

 

İSLAMDA ; KURAN VE HADİSDE EVRENSEL ŞUUR -13- GÖK GÜRÜLTÜSÜ VE KİTAP

 

 

 

 

İSLAMDA ; KURAN VE HADİSDE EVRENSEL ŞUUR -13- GÖK GÜRÜLTÜSÜ VE KİTAP  

BEN ALLÂHIN KULUYUM.

Atılmış şeytandan Allâha sığınırım. 

Rahmeti Her Şeyi Kapsayan , Çok Rahmet Eden Allâhın adıyla.

(Kuran - 1 Fâtiha sûresi , Âyet 1) “Övgü , Evrenlerin türeteni Allah içindir”.  

Selâm (esenlik-sağ oluş) yüce Allâhın rasûlu Muhammedin üzerine olsun ve yüce Allâhın rahmeti ve O’nun bereketleri.   

Resim -1- 

YILDIRIM 

 




Resim -2-

Amerikadaki üçlü kasırgada görülen insan yüzüne benzeyen yüzü olan , bulut yaratık (tahmînen 11 - 13 eylül arası 2017) (KONUNUN SONUNDA SESLİ VİDEOSU VAR)



Resim -3-

Amerikadaki üçlü kasırgada görülen yaratık , tahminen melek (tahmînen 11 - 13 eylül arası 2017) (KONUNUN SONUNDA SESLİ VİDEOSU VAR)



GÖKGÜRÜLTÜSÜ ŞUURLU BİR VARLIKTIR

                Doğal bir olay  olan gök gürültüsünün şuurlu bir varlık olduğunu düşünmek Kuranın bildirmesi olmasa idi imkânsız görülebilirdi. Fakat yüce Allâhın mûcizesi olan Kuran , gök gürültüsünün şuurlu bir varlık olduğunu bildiriyor. Bu konudaki âyet Kuranın 13 numaralı sûresi olan RÂD = GÖK GÜRÜLTÜSÜ sûresinin 13 numaralı âyetidir.   

(Kuran – sûre 13 , Râd sûresi – âyet 13) “Ve Gök gürültüsü onun övgüsüyle tesbîh eder (yüzdürür – faaliyete geçirir) ve melekler onun korkusundan ve gönderir yıldırımları , böyle iken onunla kime dilyorsa isâbet ettirir ve onlar Allah hakkında mücâdele ederler ve o sertleşmesi şiddetli olandır”. 

                  Gök gürültüsünün tesbîh etmesi , gök gürültüsünün şuurlu bir varlık olduğuna delildir. 

                  İbn Abbas’tan gelen bir rivayete göre, Yahudilerin sorusu üzerine Hz. Peygamber (a.s.m) şöyle buyurdu: 

“Râd (gök gürültüsü) ,  buluta müvekkel (bulut hakkında vekil olan) , meleklerden bir melektir. Beraberinde , Elinde , ateşten kırbaçlar vardır ki , onlarla bulutları Allah’ın dilediği yere yürütür. Duyduğumuz ses (gök gürültüsü) ise , adı geçen meleğin bulutları emredilen yerlere yürütürken onları sıkıştırmasından (süratle sevk etmesinden) ileri gelmektedir” 

(Kaynak = Müsned, 5/385-Şamile-; Tirmizî, Tefsiru Sureti’r-Rad -hadis hasen, gariptir-).

                   Konunun sonundaki videoda ,  “Amerikada gerçekleşen ,  , birisine “irma” adı verilen üçlü kasırga sırasında çekilen , melek olması muhtemel olan , kasırga bulutundaki iki farklı yaratığı görebilirsin.   

BULUT VE ŞUURLULUKLA İLGİLİ DELİL OLAN BAŞKA RESİMLER

RESİM -4-


 

RESİM -5-


 

RESİM -6-



RESİM -7-



RESİM -8-


 

RESİM -9-


 

RESİM -10-



RESİM -11-



RESİM -12-


 

ŞUURLU KİTAP  

 

                     Şuurlu kitaba delil olan âyetler (23 Müminûn 62) ve (45 Câsiye 29). 

(Kur’an – sûre 23 , Müminûn sûresi - âyet 62) “Ve görev etmeyiz (her hangi bir) kimseye istisnâdır gücü yettiği kadarı ve yanımızda bir kitap (vardır) konuşur gerçeği ve onlar zulmedilmezler”. 

(Kur’an – sûre 45 , Câsiye sûresi – âyet 29) “Bu kitabımız konuşur hakkınızda Gerçekle , biz idik kopyalarız neyi (ki) oldunuz işlersiniz”.  

                     Bu âyetlerde kitabın konuştuğunun , konulu konuşma yaptığının , nutuk attığının bildirilmesi bahsedilen kitabın şuurlu bir kitap olduğuna delildir.  Konuşan kitap örneği çok garip olsa da , çağımızda konuşan kitap örneğine benzer bir nesne olan bilgi sayar artık herkesin tanık olduğu bir şeydir. Bilgi sayar örneği bu âyetlerde bahsedilen , gerçek bilgi ile konuşan kitabın olmasının mümkün olduğunu anlamamıza yarar bir örnektir. Burada , Kuranda bahsedilen bilgi sayar  değil özel bir kitaptır , bunları karıştırarak Kuran bilgi sayardan bahsediyor denemez. Ancak Kuran 1400 yıl önceden bilgi sayar benzeri  konuşan daha önemli bir kitaptan , özel bir kitaptan bahsederek bilgi sayar teknolojisinin mümkün olduğunu da hatırlatıyor belki de.  Yüce Allah en iyi bilendir.  

AMERİKADAKİ KASIRGA SIRASINDA GÖRÜLEN İKİ VARLIĞIN VİDEOSU

OooOOOOOOooo

VİDEONUN YERLEŞTİRME KODU (EMBED KODU)

<iframe width="640" height="360" src="https://www.youtube.com/embed/0wMeMvtM8G4" frameborder="0" allowfullscreen></iframe>                  

Âyet  =  “…ve (Gerçeğe) İletme’ye uyan Sağ Olsun”  (Kuran – 20  Tâhâ sûresi , Âyet 47)

Âyet  =  “Övgü , Evrenlerin türeteni Allah içindir”  (Kuran – 1 Fatiha sûresi , Âyet 1)

Yazar = Ali kenan Aydın   

İlk yazım tarihi = 4 Temmuz 2012 Çarşamba (Târihinden önce yazıldı)

 

İSLÂM’DA = KURAN VE HADİS’DE EVRENSEL ŞUUR – 12- ELLER , AYAKLAR VE DUYULAR , İŞİTME - GÖRME - DERİ ŞUURLUDUR

 

 

 

İSLÂM’DA =  KURAN VE HADİS’DE EVRENSEL ŞUUR – 12- ELLER , AYAKLAR VE DUYULAR ,  İŞİTME - GÖRME - DERİ  ŞUURLUDUR

 

BEN ALLÂHIN KULUYUM.

Atılmış şeytandan Allâha sığınırım. 

Rahmeti Her Şeyi Kapsayan , Çok Rahmet Eden Allâhın adıyla.

(Kuran - 1 Fâtiha sûresi , Âyet 1) “Övgü , Evrenlerin yetiştireni Allah içindir”.  

Selâm (esenlik-sağ oluş) yüce Allâhın rasûlu Muhammedin üzerine olsun ve yüce Allâhın rahmeti ve O’nun bereketleri. 



              Kuranda nesnelerin şuurlu olduğu bildirildiği gibi , nesneleri oluşturan parçaların da müstakil şuurlarının olduğu bildirildi. Buna örnek olan konulardan bir kısmı da   vücudun parçası olan eller ve işitme , görme ve dokunma duyusu , organı olan derilerin şuurlu olduğuna dâir olan âyetlerdir.   

              Kuranda ellerin şuurlu olduğunu bildiren âyet ,  Kuranın 36 numaralı sûresi olan , Yâsîn sûresinin 65 numaralı âyetidir. 

(Kuran – sûre 36 , Yâsîn sûresi – âyet 65) “Günü , mühürleriz ağızlarının üzerini ve konuşur bize elleri ve tanık olur ayakları neye (ki) oldular kazanırlar”. 

               Ellerin konuşması , ayakların tanıklık etmesi , eller ve ayakların şuurlu olduğuna delildir. 

               Kuranın 41 numaralı sûresi olan Fussılet sûresinin 20 – 21 - 22 numaralı âyetleri ise işitme görme ve derilerin tanıklık ettiğini , şuurlu olduğunu bildiriyor. 

(Kuran – sûre 41 , Fussılet sûresi – âyet 19) “Ve günü , haşredilir düşmanları Allâhın ateşe doğru böyle iken onlar sürülürler”.

(Kuran – sûre 41 , Fussılet sûresi – âyet 20) “Tâ ki ne anı ki geldiler ona , tanıklık etti üzerlerine işitmesi onların ve görmeleri onların ve derileri onların neye ki oldular işlerler”.  

(Kuran – sûre 41 , Fussılet sûresi – âyet 21) “Ve dediler derilerine onların , ne için tanıklık ettiniz üzerimize , dediler konuşturdu bizi Allah ki konuşturdu her şeyi ve o yarattı sizi ilk defa ve ona doğru geri döndürülürsünüz”.  

(Kuran – sûre 41 , Fussılet sûresi – âyet 22) “Ve ne oldunuz (olmadınız) örtersiniz tanıklık etmesini üzerinize işitmenizin sizin ve görmelerinizin sizin ve derilerinizin sizin ve ne var ki zannettiniz elbette Allah bilmez bir çoğunu , neden ki işlersiniz”.   

              Bu âyetlerde işitme görme ve dokunma duyusu derilerin tanıklık etmesi ve açıklayıcı konuşma nutuk ile konuşması bildirilmesinden anlaşılan işitme ve görme duyuları ve dokunma organı olan derilerin müstakil şuurları , bilinçleri var. Ancak bu şuurun açığa çıktığı yer , bu âyet delillerinde âhirettir. 

 

Âyet  =  “…ve (Gerçeğe) İletme’ye uyan Sağ Olsun”  (Kuran – 20  Tâhâ sûresi , Âyet 47)

Âyet  =  “Övgü , Evrenlerin yetiştireni Allah içindir”  (Kuran – 1 Fatiha sûresi , Âyet 1)

Yazar = Ali kenan Aydın   

İlk yazım tarihi = 4 Temmuz 2012 Çarşamba (târihinden önce yazıldı)

 

 

 

İSLAMDA ; KURAN VE HADİSDE EVRENSEL ŞUUR – 15- GÖKLER VE YER VE ONLARDAKİLER – CEHENNEM VE HER ŞEY

      İSLAMDA ; KURAN VE HADİSDE EVRENSEL ŞUUR – 15- GÖKLER VE YER VE ONLARDAKİLER – CEHENNEM VE HER ŞEY.   BEN ALLÂHIN KULUYUM. A...