20 Temmuz 2019 Cumartesi

Kur'an'da uzayda hayat ve uzaylılar - 3 - uzaylı insanlar





İslâmda = Kur’ân’da ve Hadisde uzayda hayat ve uzaylılar -3- Uzaylı insanlar


BEN ALLÂHIN KULUYUM.
Atılmış şeytandan Allâha sığınırım.
Rahmeti Her Şeyi Kapsayan , Çok Rahmet Eden Allâhın adıyla.
(Kuran - 1 Fâtiha sûresi , Âyet 1) “Övgü , Evrenlerin türeteni (yetiştireni -rabbi) Allah içindir”.
Selâm (esenlik-sağ etme) yüce Allâhın rasûlu Muhammedin üzerine olsun ve yüce Allâhın rahmeti ve O’nun bereketleri.
 Görüntünün olası içeriÄŸi: gökyüzü 

KUR’ÂN’IN ÂLEMLERE ; EVRENLERE GÖNDERİLDİĞİNİ BİLDİREN BÂZI ÂYETLER.

1- (Kur’ân – sûre 25 , Furkân sûresi - âyet 1) “Mübârek oldu (o) ki inici etti (gerçeği , yanlışı) Farkettireni (Furkân’ı) kuluna , olur diye evrenlere bir uyarıcı”. 

2- (Kur’ân – sûre 6 , En’âm sûresi - âyet 90) “(İşte) onlar (onlar) ki (gerçeğe) iletti Allâh , böylece (gerçeğe) iletenine onların aynı şekilde uy , de , değil istiyorum (istemiyorum) sizden üzerine onun bir ücret , o (Kur’ân) ancak bir hatırlatmadır evrenler için”. 
3- (Kur’ân – sûre 12 , Yûsuf sûresi - âyet 104) “Ve ne istiyorsun (istemiyorsun) onlardan , üzerine onun , her hangi bir ücretten (bir şey) , o ancak bir hatırlama evrenler için”.
4- (Kur’ân – sûre 38 , Sâd sûresi - âyet 87) “O (Kur’ân) bir hatırlamadır (zikirdir) evrenler için”.

5-
(Kur’ân – sûre 68 , Kalem sûresi - âyet 52) “Ve ne o (Kur’ân) ancak bir hatırlama evrenler için”.
(Kur’ân – sûre 81 , Tekvîr sûresi - âyet 25) “Ve ne (değil) o sözüyle (birlikte) şeytanın atılmışının.
(Kur’ân – sûre 81 , Tekvîr sûresi - âyet 26) “Böyle iken nereye gidiyorsunuz”.
(Kur’ân – sûre 81 , Tekvîr sûresi - âyet 27) “O (Kur’ân) ancak bir hatırlamadır (zikirdir) evrenler için”.
(Kur’ân – sûre 81 , Tekvîr sûresi - âyet 28) “Kim için (ki) diledi sizden ayakta durmayı (doğru yolda olmayı)” sürdürmeyi.
(Kur’ân – sûre 81 , Tekvîr sûresi - âyet 29) “Ve ne diliyorsunuz (dilemiyorsunuz) ancak dilemesi Allâh’ın türeteni (yetiştireni) (rabbi) evrenlerin”.  
     Bu âyetler Âlemlerde , yâni gökler ve yer ve ikisi arasında , yâni uzayda , evrende yaygın olarak allı yaşamın var olduğunu ve Furkân’ın ; Kur’ân’ın onları uyarması için Allâh’ın kuluna , salat ve selâm ona yüce Allâh’ın elçisi Muhammede indirildiğini bildiriyor. Âlemlerde insan ve cin benzeri yüksek akıllı canlılar olduğunu bildiren bir çok âyet var.

ÂLEMÎN ; EVRENLER NEDİR: Kuranda Âlemin kelimesini tarif eden ayetler var.

26 numaralı sûre olan
şuara sûresinin 23’üncü ayetinde firavun Mûsaya soruyor ; “Dedi firavun ve ne türeteni (yetiştireni) (rabbi) âleminin (evrenlerin)”. 
Cevap 1 = (26 şuara 24) = Dedi türeteni (yetiştireni) (rabbi) gökler ve yer(yüzün)ün ve ne (varsa) arasında o ikisinin oldunuz ise yakînen bilenler”.
Cevap 2 = (26 şuara 26) = Dedi türeteniniz (yetiştireniniz) (rabbiniz) ve türeteni (yetiştireni) (rabbi) babalarınızın ilklerinin”.
Cevap 3 = (26 şuara 28) = Dedi türeteni (yetiştireni) (rabbi) doğu ve batının ve ne (varsa) arasında o ikisinin oldunuz ise aklediyorsunuz”.

Öyleyse Âlemîn şu anlamdadır =

1 - Gökler ve yer ve ikisi arası
nda ne var ise hepsi (mekansal ; yükseklik ve alçaklık)

2 – Ş
imdikiler ve ilk var olanlar (zamansal ; şimdi ve geçmiş)

3- D
oğu ve batı ve arasında ne varsa hepsi ( yüzeysel ; enlilik)

       Yâni Kur’ân’da bahsedilen “Âlemîn” kelimesi çok boyutlu olarak evren ile ilgili bir kelimedir. Bu kelime ço
ğuldur, bu sebeple evren değil evrenler kelimesi tam karşılığıdır. Zaman boyutu dâhil olarak , çok boyutlu olarak evrenler âlemin kelimesinin tam karşılığıdır.
       Âlemin en az bunlardır ve bunlar içindeki Dünyâ okyanusa nisbetle bir damla su kadar bile yer tutmaz. Âlemin dünyadır iddiasını savunanlar , bir toz zerresinin Dünyâ olduğunu iddia etmekten bile daha beter bir küçültme yapmaktadırlar. Kur’ân’da Âlemin hakkındakiler bunlardan ibaret değil. Konuyu çok uzatabilecek bir tartışmaya sebep verebilir , devamından bahsetmiyorum.

UZAYDA ; EVRENLERDE ; ÂLEMÎNDE AKILLI VARLIKLAR , CANLILAR VE İNSANLAR VE CİNLER OLDUĞUNA DELİL OLAN BÂZI ÂYETLER.


(Kur’ân – sûre 3 , Âli İmrân sûresi - âyet 42) “Ve dediğinde melekler ey Meryem elbette Allâh süzmeye devâm etti (saflaştırdı) seni ve temiz etti seni ve süzmeye devâm etti (saflaştırdı) seni üzerine kadınlarının evrenlerin (âlemlerin)”.

    Bu âyettende evrenlerde kadınların bulunduğu , dolayısıyla erkeklerinde bulunduğu anlaşılıyor. Kadınlar anlamındaki nisâ” kelimesinin hayvanlar hakkında kullanılışına dâir bir bilgim yok. Bu kelime insanlar hakkında kullanılıyor. Öyleyse bu âyet uzayda , Âlemlerde , evrenlerde  insanların varlığını da bildiriyor.

(Kur’ân – sûre 3 , Âli İmrân sûresi - âyet 96) “Elbette ilki evin , elbet (o) ki konuldu insanlar için , elbet (o) ki Bekkededir (Mekkededir) mübârek olarak ve (gerçeğe) ileten (hidâyet) evrenler (âlemler) için”.
(Kur’ân – sûre 3 , Âli İmrân sûresi - âyet 97) “Onda belirtilerin (âyetlerin) apaçık olanları (var) ayakta durduğu yer (makâmı) İbrâhîmin ve kim girdi ona , oldu güvende olan ve Allâh için , üzerine insanların (görev) , haccedilmesi evin (Ka’benin) , kim gücü yetti ona yolca ve kim küfretti (gereğini yapmadı , nankörlük etti , kâfir oldu) böylece elbette Allâh ğanî(dir) (ihtiyaçtan uzaktır) evrenlerden (âlemlerden)”.

    İnsanlar toplumu için konulmuş olan evlerin ilki evrenlere bereket kaynağı , yol gösteren , (gerçeğe) ileten, hidâyet. Ev insanlar için konulmuş olduğuna göre ve evrenlere yararlı ise evrenlerde insanlar var ki evrenlere yararlı. Öyleyse Âlemlerde , Evrenlerde insanlar var. Haccetmek evrenlerdeki insanlarında görevi , eğer ona ulaşacak bir yola gitmeye güçleri yeter ise. Mirâc hadislerinde hacca gidebilmek için salat ve selâm ona yüce Allâh’ın elçisinden yollarınınsaltılması için duâ isteyen Mûsâ kavminden olan müslümanların durumu bu âyet ile uyumlu bir durum. Selâm ona yüce Allâh’ın elçisi Lût’a melekler insan şeklinde geldiklerinde , onun toplumunun kâfirlerinin sözünü nakleden bir âyet de bu konuya delildir.
(Kur’ân – sûre 15 , Hicr sûresi - âyet 70) “Dediler men etmedik mi seni evrenlerden (âlemlerden)”.
     Lût’u men ettiklerini söyledikleri kişiler , insan şeklindeki melekler idi, onlar evrenlerin birinden gelen bu yabancı insanlardan onu men ettiklerini söylüyorlar. Bu konuda , bu bilgiyi , Âlemlerden bir takım insanların varlığını , yalanlayan bir açıklama bulunmaması sebebiyle Âlemlerde , evrenlerde insanların var olduğuna dâir kuvvetli bir zan oluşturuyor bu âyet. Çünkü eğer evrenlerde bir takım insanlar olmasaydı bu konu içinde bir açıklama olması beklenirdi. Aksine evrenlerde insanların var olduğuna işaret ediyor bu ayet.
     Selam onlara Meryem ve oğlu Îsâ’dan bahseden bir âyet.
(Kur’ân – sûre 21 , Enbiyâ sûresi - âyet 91) “Ve (o bayan) ki kuvvetle korudu fercini böylece üfürdük onun içine (bayanın içine) canımızdan (rûhumuzdan) ve ettik onu (bayanı) ve onun oğlunu bir belirti (âyet) evrenler (âlemler) için”.
     Meryem ve oğlu Îsâ’dan , evrenlere , yüce Allâh’ın bildirdiklerinin gerçekliğinin belirtisi , âyet olarak söz edilmesi , evrenlerde bu âyetten bilgi edinerek, ibret alarak , yüce Allâh’a îmân etmesi beklenen akıllı varlıkların olduğuna delildir.
(Kur’ân – sûre 21 , Enbiyâ sûresi - âyet 106) “Elbette bunda (Kur’ân’da) elbet bir tamamını ulaştırma (var) kavmi için kulluk edenlerin”.
(Kur’ân – sûre 21 , Enbiyâ sûresi - âyet 107) “Ve ne gönderdik (göndermedik) seni ancak bir rahmet olarak evrenlere (âlemlere)”.
(Kur’ân – sûre 21 , Enbiyâ sûresi - âyet 108) “De elbette ne (başka değil) vahyedilir bana , elbette ne (başka değil) tanrınız tanrının bir olanı böylece siz teslim edenlermisiniz (müslümanlarmısınız)”. 

      Bu âyetlerde , Kur’ân kendisine verilen , salat ve selâm ona , yüce Allâh’ın elçisi Muhammed’in , kullara ulaştırmakla görevli olduğu görevin , tek tanrıya çağrı olduğu ve görev alanının evrenler olduğu açıklanıyor. O evrenlere , gökler ve yer ve o ikisi arasında ne varsa hepsine rahmettir , merhamettir. Öyleyse bu âyetler evrenlerde , gökler ve yer ve o ikisi arasında ne varsa onlarda , bu göreve , çağrıya uymakla sorumlu akıllı varlıkların , canlıların varlığına delildirler. Âyetlerin sonunda bu çağrının sonucu olarak çağrılanların yüce Allâh’a tüm haklarını , kulluklarını , yönelişlerini teslim edenler , müslümanlar olmaları bekleniyor. Müslüman olması için çağrı yapılan kişilerin ise insanlar ve cinler olduğunu Kur’ân’ın bildirmesi ile bilmemiz sebebiyle anlaşılır ki evrenlerde , gökler ve yer ve o ikisinin arasında ne var ise onda özellikle  insanlar ve cinler vardır. 

(Kur’ân – sûre 38 , Sâd sûresi - âyet 87) “O (Kur’ân) bir hatırlamadır (zikirdir) evrenler (âlemler) için”.

       Öyleyse , bu âyet , evrenlerde , gökler ve yer ve o ikisi arasında ne varsa onlarda , Kur’ân’dan , İslâmdan ibret alacak , Kur’ân’ın , islâmın hatırlatıcılığından ibret alacak , gerçeği hatırlayacak , düşünecek , uyacak , sorumlu , akıllı varlıkların , canlıların varlığına delildir.

(Kur’ân – sûre 68 , Kalem sûresi - âyet 52) “ve ne o (Kur’ân) ancak bir hatırlama evrenler (âlemler) için”.

       Öyleyse , bu âyet , evrenlerde , gökler ve yer ve o ikisi arasında ne varsa onlarda , Kur’ân’dan , İslâmdan ibret alacak , Kur’ân’ın , islâmın hatırlatıcılığından ibret alacak , gerçeği hatırlayacak , düşünecek , uyacak , sorumlu , akıllı varlıkların , canlıların varlığına delildir.

(Kur’ân – sûre 81 , Tekvîr sûresi - âyet 25) “Ve ne (değil) o sözüyle (birlikte) şeytanın atılmışının.
(Kur’ân – sûre 81 , Tekvîr sûresi - âyet 26) “Böyle iken nereye gidiyorsunuz”.
(Kur’ân – sûre 81 , Tekvîr sûresi - âyet 27) “O (Kur’ân) ancak bir hatırlamadır (zikirdir) evrenler için”.
(Kur’ân – sûre 81 , Tekvîr sûresi - âyet 28) “Kim için (ki) diledi sizden ayakta durmayı (doğru yolda olmayı)” sürdürmeyi.
(Kur’ân – sûre 81 , Tekvîr sûresi - âyet 29) “Ve ne diliyorsunuz (dilemiyorsunuz) ancak dilemesi Allâh’ın , türeteni (yetiştireni) (rabbi) evrenlerin”.  

       Öyleyse , bu âyet , evrenlerde , gökler ve yer ve o ikisi arasında ne varsa onlarda , Kur’ân’dan , İslâmdan ibret alacak , Kur’ân’ın , islâmın hatırlatıcılığından ibret alacak , gerçeği hatırlayacak , düşünecek , uyacak , sorumlu , akıllı varlıkların , canlıların varlığına delildir.

       Bu tesbit ve açıklamalarla birlikte , Kur’ânın , Âlemîne ; Evrenlere gönderildiğini bildiren bütün âyetler , Kur’ân’ın hitabının , özellikle insanlara ve cinlere oluşu sebebiyle evrenlerde insanlar ve cinlerin varlığına delildirler.

Uzayda hayatın var olduğunu isbat eden âyetler ve hadisler bu açıklamalardan sonra daha iyi anlaşılır oldu.

Kur’ân’ın 16’ncı sûresi olan nahl sûresinin 49’uncu âyeti :
Âyet: “Ve Allâh’a secde eder ne (var) göklerde ve ne (var) yer(yüzün)de dâbbeden (kıldayandan, canlıdan) ve melekler ve onlar büyüklenmezler .”
Kur’ân’ın 42’nci sûresi olan şûrâ sûresinin 29uncu âyeti:
Âyet: “Ve o’nun (Allâh’ın) âyetlerinden (belirtilerinden) , yaratılış (tarz)ı gökler ve yer(yüzünü)n ve ne yaydı o ikisinde dâbbeden (kımıldayandan, canlıdan) ve o (onların) toplanmalarına dilediğinde kadîr (çok iyi ölçüler koyan).

Hadis: “Bilim Süreyyâ’da (Ülker takım yıldızları’nda) olsa, onunla birbirine kavuşur Fars oğullarından (Îranlılardan) adamlar”.

Hadîsin kaynağı:
1- Ahmed bin hanbelin müsnedi, (2 (297-420-422-469)) (Ahmed bin hanbel 2 (417) 
Hadisdeki “bilim” kelimesi yerine “îmân” kelimesi kullanılan aynı hadîs’in diğer bir naklinin kaynağı :
2- Tirmizî , tefsîr bölümünde 47 (3), 62 (1), menkıbeler 70).
Hadisdeki “birbirine kavuşur kelimesi yerine “elbet ona kavuşur kelimesi kullanılan diğer bir naklinin kaynağı :
3- Buhârî, tefsîr bölümü 62 (1).
4- Müslim , sahâbenin fazîletleri bölümü 231.

     Hadisteki “süreyyâ” (türkçede, “ülker”, “yedi kız kardeş adları ile bilinir . Ayrıca farsça , peren, pervin. Yunanca pleiades. Japonca subaru”.) Adları ile bilinir. Uluslar arası gök bilim adlandırmasında “M 45” olarak bilinir. Boğa burcundadır , ,dünyâdan uzaklığı 440 ışık yılı (135 parsek). Âletsiz bakıldığında yedi yıldızı görünür.

Sonuç: Kur’ân âyetlerinin bildirdiği ; uzayda akıllı canlılar , İnsanlar ve Cinler vardır. 

     Ey müslümanlar (teslim edenler) , başkasına değil Allâh’a müslüman (teslim eden) olun ki kurtuluşa eresiniz. 
Âyet : (Kur’ân – sûre 17 , İsrâ sûresi - âyet 36) “Ve ardına takılma neyin (ki) (var) değil senin için onunla (ilgili) bilgi, elbette işitme ve görme ve gönül, hepsi işte (onlar)ın oldu ondan sorumlu”.

Âyet : (Kur’ân – sûre 24 , Nûr sûresi - âyet 31) “…ve (hatâdan) dönün Allâh’a toptan ey güvenlik sağlayanlar (îmân edenler) olur ki siz kurtulursunuz”.

Âyet  = “…ve (Gerçeğe) İletme’ye uyan Sağ Olsun” (Kuran – 20  Tâhâ sûresi , Âyet 47)
Âyet  = “Övgü , Evrenlerin türeteni (yetiştireni - rabbi) Allah içindir”. (Kuran – 1 Fatiha sûresi , Âyet 1)
Yazar = Ali kenan Aydın
İlk yazım tarihi = 4 ‎Temmuz ‎2012 ‎Çarşamba, ‏‎07:37:46




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İSLAMDA ; KURAN VE HADİSDE EVRENSEL ŞUUR – 15- GÖKLER VE YER VE ONLARDAKİLER – CEHENNEM VE HER ŞEY

      İSLAMDA ; KURAN VE HADİSDE EVRENSEL ŞUUR – 15- GÖKLER VE YER VE ONLARDAKİLER – CEHENNEM VE HER ŞEY.   BEN ALLÂHIN KULUYUM. A...