İSLAMDA ; KURAN
VE HADİSDE EVRENSEL ŞUUR – 15- GÖKLER VE YER VE ONLARDAKİLER – CEHENNEM VE HER
ŞEY.
BEN ALLÂHIN KULUYUM.
Atılmış şeytandan Allâha sığınırım.
Rahmeti Her Şeyi Kapsayan , Çok Rahmet Eden Allâhın adıyla.
(Kuran
- 1 Fâtiha sûresi , Âyet 1)
“Övgü ,
Evrenlerin türeteni Allah içindir”.
Selâm
(esenlik-sağ oluş) yüce Allâhın rasûlu Muhammedin üzerine olsun ve yüce Allâhın
rahmeti ve O’nun bereketleri.
Gökler ve yer(yüzü)
şuurludurlar , tesbih ederler , konuşurlar , duyguludurlar. Gökler ve Yer(yüzü)nün
şuurlu olduğuna delil olan âyetler : (Kuran – 17 İsrâ 44) , (Kuran - 33 Ahzâb –
72) ve (41 Fussılet 11).
(Kuran – sûre
17 , İsrâ sûresi - âyet 44) “Yüzdürür (faaliyete geçirir-Tesbîh eder) onun için göğün
yedisi ve Yer(yüzü) ve kim (varsa)
onlarda , şey (denilen)den (var mı) dır istisnâ yüzdürür (faaliyete geçirir - tesbîh
eder) Övgüsüyle Onun ve ne var ki
anlamazsınız tesbîhlerini onların , elbette O oldu çok iyi huylu (Halîm) ,
günahları çok örten (Gafûr)”.
Yer(yüzü)nün ve Yedi kat olan göklerin
yedisinin de Allâhı tesbih ettiklerine
göre Gökler ve Yer(yüzü) şuurludur.
(Kuran –
sûre 33 , Ahzâb sûresi – âyet 72) “Elbette biz
sunduk emâneti Gökler ve Yer(yüzü) ve Dağlara , böyle iken geri durdular onu yüklenmekten
ve endişelendiler ondan ve yüklendi onu insan , elbette o (insan) idi çok zâlim , çok câhil”.
Gökler ve Yer(yüzü)nün
emâneti almakla muhâtap olmaları ve emâneti almaktan geri durmaları ve
endişelenmeleri de Gökler ve Yeryüzünün şuurlu olduklarına delildir.
(Kuran – sûre
41 , Fussılet sûresi – âyet 11) “Sonra doğruldu Göğe ve o duman hâlinde (idi) böyle iken dedi Ona ve Yer(yüzü)ne
– Gelin itaat ederek veyâ isteksizce , (ikisi) dediler
– Geldik itaat edenler (olarak)”.
Bu âyet , Gök ve Yeryüzünün
işittiğine , konuştuğuna , tercihini kullanma kâbiliyetinin olduğuna , irâdeli
hareket kâbiliyetinin olduğuna , şuurlu olduğuna delildir.
Gökler ve Yeryüzünde ne
varsa şuurludurlar zîrâ tesbîh ederler. Buna delil olan âyetler : (57 – Hadîd –
1) , (59 Haşr 24) , (61 Saf – 1) , (62 Cumâ – 1) , (64 Teğâbun – 1). Örnek meâl ;
(Kuran – sûre
64 , Teğâbun sûresi – âyet 1) “Yüzdürür (faaliyete geçirir - Tesbîh eder) Allah için , ne (varsa)
Göklerde ve ne (varsa) Yer(yüzü)nde , Onun
için(dir) Mülk ve Onun için(dir) Övgü ve O şeyin hepsinin üzerine çok iyi
ölçüler koyan”.
Gökler ve Yeryüzünde ne
varsa hepsinin tesbîh etmeleri , Gökler ve Yeryüzünde ne varsa hepsinin şuurlu
olduğuna delildir.
Ayrıca Gökler ve
Yeryüzündekilerden olan Cehennem de şuurludur , konuşur , istekleri vardır.
Buna delil olan âyet Kuranın 50 numaralı sûresi olan Kâf sûresinin 30 numaralı
âyetidir.
(Kuran – Kâf
– 30) “Günü , deriz Cehenneme – Doldun mu ve der –
Artandan (daha) var mı”.
Bu âyete göre , Cehennem
işitir , konuşur , istekleri vardır , şuurludur.
CENNET
VE CEHENNEMİN KONUŞTUĞU HAKKINDA HADİSLER DE VARDIR
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu
anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cennet ve cehennem, aralarında (ihtilaf ederek
Allah nezdinde) dava açtılar. Cehennem: "Ben, mütekebbirler (dünyada
büyüklük taslayanlar) ve mütecebbirler (zorbalık yapanlar) için tercih
edildim!" diye övündü. Cennet de: "(Ey Rabbim!) Bana niçin sadece
zayıflar ve (insanlar nazarında) düşük olanlar, (hakir görülenler) girer?"
dedi. Allah Teala Hazretleri önce cennete hitap etti: "Sen benim
rahmetimsin. Kullarımdan dilediklerime rahmetimi seninle ulaştıracağım!"
Sonra da cehenneme hitap etti: "Sen de benim azabımsın. Kullarımdan
dilediğimi seninle azablandıracağım!" (Her ikisine yönelerek):
"İkiniz(in de vazifesi var! İkiniz de) dolacaksınız!" buyurdu. Ancak
cehennem, bir türlü dolmak bilmedi. Allah Teala da ayağını üzerine bastı.
Derken cehennem: "Yeter! Yeter!" diye inledi. Bu suretle dolmuş olan
cehennemin ağzı birbirine kavuştu. Allah mahlûkatından hiçbir ferde asla
zulmetmez. Cennete gelince, Allah yeni mahlûkat yaratarak onu dolduracaktır.
"Kaynak: (Buhari,
Tefsir, Kaf 1, Tevhid 25); (Müslim, Cennet 35, (2846)) ; (Tirmizi, Cennet 22,
(2564) Konu: Cennet ve Cehennem)
Tüm bu yazı dizisinde
anılanlarla birlikte , İnsanların şuurlu olduğunu biliyoruz , ayrıca insan
benzeri zekâ seviyesi yüksek varlıkların varlığı da kanıtlanmış ve onlarda
şuurlular. Bunlardan başka Cinler de var ve şuurlular. Melekler de kâinâtı
kaplayan varlıklardırlar ve şuurludurlar. Bunlar hakkında müstakil yazılar ,
bilgiler zâten var olduğuna göre bunları ayrıca yazmaya , bu yazı dizisine
eklemeye gerek yok. Bu yazı dizisinde az
bilinen ya da bilinmeyen konuları yazarak şuurlu bir evrende yaşadığımızı Kuran
delilleri ile isbât ettim. Kuran , tüm bu yazı dizisinde yazılanların ve her
şeyin şuurlu olduğunu bildirir. Her şeyin şuurlu olduğunu bildiren âyetler :
(17 – İsrâ – 44) ve (41 Fussılet 21).
(Kuran – sûre
17 , İsrâ sûresi - âyet 44) “Yüzdürür (faaliyete
geçirir - Tesbîh eder) onun için göğün yedisi ve Yer(yüzü) ve kim (varsa) onlarda , şey
(denilen)den (var mı) dır istisnâ , yüzdürür (faaliyete geçirir - tesbîh eder) Övgüsüyle Onun ve ne var ki anlamazsınız tesbîhlerini
onların , elbette O oldu çok iyi huylu (Halîm) , günahları çok örten (Gafûr)”.
Her şeyin tesbîh etmesi ,
her şeyin şuurlu olduğuna delildir.
(Kuran – sûre
41 , Fussılet sûresi – âyet 21) “Ve dediler
derilerine onların , ne için tanıklık ettiniz üzerimize , dediler konuşturdu bizi Allah ki konuşturdu her şeyi ve o yarattı sizi ilk defa ve ona doğru geri
döndürülürsünüz”.
Her şeyin konuşması ,
nutk etmesi , konulu konuşması , açıklayıcı konuşması da her şeyin şuurlu olduğuna delildir.
Sâdece insanları şuurlu
zanneden yanlış anlayışların yok olmasını ve yüce Allâhın kullarının çokluğuna
bakarak onlar içinde az bir yeri olan insan türünün haddini bilerek ,
cehâletinin sapkınlığından sıyrılıp , yüce Allâha kul olmasını dilerim yüce
Allahdan.
Âyet = “…ve (Gerçeğe)
İletme’ye uyan Sağ Olsun” (Kuran – 20 Tâhâ sûresi , Âyet 47)
Âyet = “Övgü , Evrenlerin türeteni Allah içindir” (Kuran – 1 Fatiha sûresi ,
Âyet 1)
Yazar
= Ali kenan Aydın
İlk yazım
tarihi = 4 Temmuz 2012 Çarşamba (târihinden
önce yazıldı)